KUTLU KAN VE KARANLIK TİN

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal iken,
bireler berber iken ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken ninem düştü
beşikten dedem düştü eşekten, az gittim, uz gittim dere tepe düz gittim üç ay bir yol
gittim, ardıma dönüp baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim.
Eski Hakanlıklar (Kralıklar) döneminde, sihirlerin büyülerin çok olduğu insanların
kanatlanıp uçtuğu, balıkların ayaklanıp yürüdüğü, canlıların suret değiştirdiği bir
çağda dağlar üzerine kurulmuş büyük bir ülkenin Hakanlığı varmış.
Bu ülkenin adı Tögün (Dağ) Hakanlığı imiş; Ülkenin Hakanı Balamir Han çok güçlü,
kudretli, zeki ve bir o kadarda merhametli Ülkesi ve halkı için seve seve canını
verecek gözü kara bir Hanmış.
Tögün ülkesi insanların refah içinde yaşadığı, büyü, sihir ve doğa üstü hiçbir canlının
bulunmadığı, Hakanlarının ülkeyi fethettiği zaman dünyanın en büyük büyücüsüne
ülke üzerine büyük bir kalkan yaptırarak hiçbir sihrin ülkeye tesir etmemesi
sağlamıştı. Bunun karşılığında doğacak çocuklarından birinin büyücü soyundan bir
canlıyla evleneceğini ama hangi çocuğu olduğunu Kralın bilmeyeceğini ancak evlilik
olduktan sonra belli olacağını, o evlilik olduğu zaman gelin ve damadı büyücü cadıya
teslim etmesi gerektiğini söylemiş Hakanda ülkesini büyü ve sihirden korumak için
bu şartı kabul etmişti.
Günler su gibi akıp giderken Hakanın eşi Harçana (karkızı) ülkenin en güzel, en akıllı,
en merhametli ve en yardımsever Hanımsultanı (kraliçesi). Hanım sultan Harçana,
Hakan’ın fethettiği bir ülkenin Hakanının tek çocuğuymuş, Hakan onunla
evlendiğinde Hanım sultan Harçana’dan 20 yaş büyükmüş, ilk eşi Hanımsultanı
Banuçiçek oğlu Babür (kaplan)’ün doğumu esnasında vefat etmiş, Kral oğlu Babür 5
yaşına geldiğinde Hanımsultan Harçana ile evlenmiştir.