Ünlü mutasavvıf Feridüddin Attar, kitabında simgesel anlatım biçimini seçerek kuşlarla birlikte bilinmeze, kuşların ölümsüz padişahı Simurg’u aramaya giderler. Onda, onunla birlikte ölümsüzlüğü tatmak üze re yola çıkarlar. ”
Kuşlar ülkesinin bütün kuşları Kaf Dağı’nın ardındaki padişahları ölümsüz Simurg’u bulmak için toplanıp yola koyulurken bu yolculuğun nitelik ve durumunu az çok sezmişlerdir. Çünkü bu yolculuk absurd, uzun, zorlu ve çetin, serüvenli bir yolculuk olacaktır. İsteği, gücü, soluğu ve sebatı az olanlar ile dünyevî şeylere takılanlar yolda birer birer döküleceklerdir. Anlatılan gibi de olur. Kafdağı’na varanların önünde hepsi birbirinden çetin yedi vadi uzanmaktadır.
“Bu vadilerde göklerin şahini bile sinekleşir.”
Bu vadiler İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Yokluk-Yoksulluk vadileridir.
Zaten bu vadilerden sonra gitmene, yol yürümene gerek de kalmaz. O, seni kendi sine çeker alıp götürür. Adeta emer. Ama unutma
“Damla bile olsan orada okyanus kesilirsin.”
Simgelerin ülkesine giren bir daha dönmez. Öyküde yedi vadiyi aşan son otuz kuşu, Simurg yerine bir sürpriz beklemektedir.
İşte benim şu kitaptaki serüvenim de tıpkı Simurg kuşunun bu öyküsüne benzemektedir.
Okuyun bu aynada kendinizi göreceksiniz.