Masonlukla ilgili bildiklerini tereddütle dile getiren Reşid Akif Paşa Masonluğun; “dua ile iştigal ettiği”ni söyleyerek “dini”, “hafi” olduğunu söyleyerek “gizli”, “cemiyet” olduğunu söyleyerek de belki sosyolojik anlamda “kentli”, belki de yalnızca kelimenin karşılıklarından olan “dernek”leşmiş bir topluluk olduğuna işaret ediyor. Masonluğun, gündelik hayatın içinde ve medya yoluyla topluma yansımış sembolik görünümleri ve doğu-batı ikiliğinin karmaşasını bir türlü aşamamış toplumda Batı menşeili bir örgütlenme olması, onun belirli dinlerle ilişkilendirilmesine, komplo teorilerinin aktörleri olarak, siyasi bir güç olarak görülmesine, toplumun değer ve inançlarından tamamen uzak, doğaüstü uğraşları olan vb. bir topluluk olarak düşünülmesine yönelik fantazmaları bugün de üretmeye devam ediyor.
Toplum nazarındaki bu görünüşlerine Masonlar, “gizli değil ezoteriğiz” diye itiraz ediyorlar. Azaryan Efendi’nin itirazı gibi “Mesturdur, hafi değil”. Bu ayrımın ne anlama geldiğini bilmeyenler de yine geçmişte olduğu gibi bugün de soruyor: Mestur ne demek, hafi ne demek? Gizli topluluk ne yana düşer, ezoterik topluluk ne yana? |
Azaryan Efendi’nin “mestur”la “herkesin dâhil olamayacağı” bir örgütü betimlemiş olmasındaki muğlaklık yine bugün de Masonların ifadelerindeki “ezoterik olmak” betimlemeleriyle paralellik gösteriyor: “aile gibi, bir şirketin yönetim kurulu gibi, okulda öğretmenler odası gibi, orduda olduğu gibi vb. buralarda konuşulan her şeye dâhil olamazsın”.